momentary
Örnekler
He experienced a momentary feeling of panic when he could n't find his keys, only to realize they were in his pocket all along.
Anahtarlarını bulamadığında anlık bir panik hissi yaşadı, sonunda onların cebinde olduğunu fark etti.
With a momentary lapse of concentration, she lost her balance and stumbled while walking on the narrow ledge.
Anlık bir dikkat dağınıklığı ile dar çıkıntıda yürürken dengesini kaybetti ve sendeledi.
02
anlık, sürekli
operating or happening continuously, or at every moment, without interruption
Örnekler
The momentary updates from the software ensured real-time data accuracy.
Yazılımın anlık güncellemeleri, gerçek zamanlı veri doğruluğunu sağladı.
The system 's momentary checks ensured that any issues were detected instantly.
Sistemin anlık kontrolleri, herhangi bir sorunun anında tespit edilmesini sağladı.
Leksikal Ağaç
momentarily
momentary
moment



























