midway
mid
ˈmɪd
mid
way
ˌweɪ
vey
British pronunciation
/mˈɪdwe‍ɪ/

"midway"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

midway
01

yarı yolda, yolun ortasında

at half the distance between two locations
midway definition and meaning
example
Örnekler
They set up camp midway up the mountain to rest overnight.
Gece boyunca dinlenmek için dağın yarısında kamp kurdular.
The highway has a gas station midway between the two cities.
Otoyolun, iki şehir arasında yarı yolda bir benzin istasyonu var.
1.1

yarı yolda, ortasında

at a midpoint in an ongoing action or event
example
Örnekler
The power outage hit midway through the live broadcast.
Canlı yayının ortasında elektrik kesintisi oldu.
She changed careers midway through her thirties.
O, otuzlu yaşlarının ortasında kariyer değiştirdi.
1.2

orta yolda, iki durum arasında

in between two states or qualities
example
Örnekler
The drink 's flavor is midway between sweet and bitter.
İçeceğin tadı tatlı ve acı arasında orta yoldadır.
His reaction was midway between amusement and annoyance.
Tepkisi eğlence ve rahatsızlık arasında orta yoldaydı.
midway
01

orta, yarı yolda

occupying a central position within a defined space, time, or sequence
midway definition and meaning
example
Örnekler
The midway checkpoint ensured all runners stayed on course.
Yarı yoldaki kontrol noktası, tüm koşucuların parkurda kalmasını sağladı.
The company reported strong midway earnings, signaling a profitable year.
Şirket, karlı bir yıla işaret eden güçlü ara dönem kazançlarını açıkladı.
1.1

ara, orta yol

exhibiting characteristics of two distinct things
example
Örnekler
They adopted a midway approach, merging both research methods.
Her iki araştırma yöntemini birleştiren orta yol bir yaklaşım benimsediler.
Her dress was a midway style; elegant yet casual.
Elbisesi ara bir tarzdı; şık ama rahat.
Midway
01

orta yol, merkezi bölge

a central zone at fairs, exhibitions, or amusement parks featuring games, rides, food stalls, and other attractions
example
Örnekler
The midway was packed with families playing ring toss and eating cotton candy.
Orta alan, halka atma oynayan ve pamuk şeker yiyen ailelerle doluydu.
Bright lights and music from the midway could be seen and heard for blocks.
Eğlence alanından gelen parlak ışıklar ve müzik, bloklar boyunca görülebiliyor ve duyulabiliyordu.
02

ana yol, merkezi geçit

a wide main pathway in facilities like railroad yards or factories, flanked by work buildings or storage areas
example
Örnekler
Workers pushed carts of tools down the midway between the repair sheds.
İşçiler, tamir hangarları arasındaki ana yol boyunca alet arabalarını itti.
The locomotive was parked along the midway for maintenance.
Lokomotif, bakım için ana yol boyunca park edilmişti.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store