luscious
Örnekler
The model 's luscious hair cascaded down her back, drawing attention to her stunning features.
Modelin şehvetli saçları sırtından aşağı dökülüyor, çarpıcı özelliklerine dikkat çekiyordu.
Her luscious lips were painted a vibrant red, drawing attention to her smile.
Onun dolgun dudakları canlı bir kırmızıyla boyanmıştı, gülümsemesine dikkat çekiyordu.
02
lezzetli, nefis
(of food) having a rich, sweet, and appealing flavor
Örnekler
The bakery was filled with the scent of luscious strawberry tarts fresh from the oven.
Fırından yeni çıkmış nefis çilekli tartların kokusu fırını doldurmuştu.
I remember the softly melting texture and luscious flavor of my grandmother's homemade fudge.
Büyükannemin ev yapımı fudge'ının yumuşacık eriyen dokusunu ve leziz tadını hatırlıyorum.
03
şatafatlı, göz alıcı
having a rich quality
Örnekler
The luscious silk fabric flowed smoothly through her fingers.
Şahane ipek kumaş parmaklarının arasından pürüzsüzce akıyordu.
The luscious colors of the sunset painted the sky with warm hues.
Gün batımının zengin renkleri gökyüzünü sıcak tonlarla boyadı.
Leksikal Ağaç
lusciously
lusciousness
luscious



























