Lull
01
durgunluk, ara
a pause during which things are calm or activities are diminished
02
durgunluk, sakin dönem
a period of calm weather
to lull
01
aldatmak, uyutmak
calm by deception
02
yatıştırmak, dindirmek
to become quieter or less intense, often temporarily
Intransitive
Örnekler
The wind lulls every evening as the sun sets.
Rüzgar her akşam güneş batarken yatışır.
The noise lulled for a while before picking up again.
Gürültü bir süre azaldı ve sonra tekrar arttı.
03
sakinleştirmek
to help someone feel relaxed and calm or to help them fall asleep
Örnekler
The gentle rocking of the boat lulled the baby to sleep.
Teknenin nazik sallanışı bebeği uyutmak için yatıştırdı.
The music was designed to lull the listeners into a peaceful state.
Müzik, dinleyicileri huzurlu bir duruma yatıştırmak için tasarlandı.
