long-lived
01
uzun ömürlü, uzun süreli
enduring for a long period of time, often beyond what is typical or expected
Örnekler
The long-lived tradition of celebrating the harvest has been passed down through generations.
Hasat kutlama geleneği uzun ömürlü olup nesiller boyunca aktarılmıştır.
Despite being considered a fad, the trend became surprisingly long-lived and remained popular for years.
Bir moda olarak kabul edilmesine rağmen, bu eğilim şaşırtıcı derecede uzun ömürlü oldu ve yıllarca popüler kaldı.
