loneliness
lone
ˈloʊn
lon
li
li
li
ness
nəs
nes
British pronunciation
/lˈə‍ʊnlinəs/

"loneliness"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Loneliness
01

yalnızlık, tek başınalık

a sense of sadness or melancholy arising from being alone or lacking companionship
Wiki
loneliness definition and meaning
example
Örnekler
After moving to a new city, Sarah experienced deep loneliness as she struggled to make friends.
Yeni bir şehre taşındıktan sonra, Sarah arkadaş edinmekte zorlanırken derin bir yalnızlık yaşadı.
Despite being surrounded by people, a profound sense of loneliness settled in John's heart, making social events difficult for him.
İnsanlarla çevrili olmasına rağmen, John'un kalbine derin bir yalnızlık duygusu yerleşti, bu da sosyal etkinlikleri onun için zorlaştırdı.
02

yalnızlık

the state of not having any companions or company
Wiki
example
Örnekler
The loneliness of the remote village was evident, with no neighbors for miles around.
Uzak köyün yalnızlığı belirgindi, kilometrelerce çevrede hiç komşu yoktu.
His loneliness was apparent as he wandered through the empty halls of the house.
Evin boş koridorlarında dolaşırken yalnızlığı belirgindi.
03

yalnızlık, tek başınalık

a disposition toward being alone
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store