lit
Örnekler
The dimly lit room created a cozy atmosphere.
Loş aydınlatılmış oda, rahatlatıcı bir atmosfer yarattı.
The poorly lit hallway made it difficult to find the light switch.
Kötü aydınlatılmış koridor, ışık anahtarını bulmayı zorlaştırdı.
Örnekler
He casually flicked the ash from his lit cigarette.
Yanan sigarasından külü kayıtsızca attı.
The campfire was lit and crackling in the quiet night.
Kamp ateşi yanıyordu ve sessiz gecede çıtırdıyordu.
SlangÖrnekler
The music festival was lit, with everyone dancing non-stop.
Müzik festivali harikaydı, herkes durmadan dans ediyordu.
That movie was lit; I ca n't stop thinking about it.
O film harikaydı; onu düşünmeyi bırakamıyorum.
04
sarhoş, kafası güzel
drunk or intoxicated from drugs or alcohol
SlangÖrnekler
He was lit after a couple of shots.
Birkaç shot'tan sonra kafası güzel olmuştu.
She got lit at the party last night.
O dün gece partide kafayı buldu.
Lit
01
edebiyat, literatür
an informal term for literature, particularly works that are notable or significant
Örnekler
She's studying lit in college, focusing on modern poetry.
O, üniversitede edebiyat okuyor, modern şiire odaklanıyor.
The professor assigned some classic lit for the class to discuss.
Profesör, sınıfın tartışması için bazı klasikler atadı.
