Lapse
Örnekler
His lapse in concentration during the test led to several simple mistakes.
Test sırasındaki dalgınlık anı, birkaç basit hataya yol açtı.
The lapse in her driving attention resulted in a near miss at the intersection.
Sürüş dikkatindeki boşluk, kavşakta az kalsın bir kazaya neden oluyordu.
02
hata, kusur
a failure to maintain a higher state
03
ek, ilave
in addition (usually followed by `with')
Örnekler
There was a lapse in his memory regarding the details of the event.
Olayın detayları konusunda hafızasında bir boşluk vardı.
The report contained a lapse that resulted in missing crucial information.
Raporda, önemli bilgilerin eksik kalmasına neden olan bir hata vardı.
to lapse
01
kötü alışkanlıklara dönmek, eski haline dönmek
go back to bad behavior
02
düşmek, alçalmak
drop to a lower level, as in one's morals or standards
03
sona ermek
to cease or come to an end, especially due to the passage of time or neglect
Örnekler
The subscription will lapse if payment is not received by the due date.
Son ödeme tarihine kadar ödeme alınmazsa abonelik sona erecektir.
My gym membership lapsed because I forgot to renew it last month.
Spor salonu üyeliğim sona erdi çünkü geçen ay yenilemeyi unuttum.
04
geçmek, düşmek
pass into a specified state or condition
05
kaçırmak, kaybetmek
let slip
Leksikal Ağaç
relapse
lapse
