keenly
keen
ˈkin
kin
ly
li
li
British pronunciation
/kˈiːnli/

"keenly"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

keenly
01

şevkle, sabırsızlıkla

with strong enthusiasm or eagerness for something
Dialectbritish flagBritish
keenly definition and meaning
example
Örnekler
The film was keenly awaited by critics and fans alike.
Film, eleştirmenler ve hayranlar tarafından büyük bir heyecanla bekleniyordu.
She keenly accepted the invitation to speak at the conference.
O, konferansta konuşma davetini hevesle kabul etti.
02

keskin bir şekilde, yoğun bir şekilde

in a highly perceptive or sensitive manner
example
Örnekler
She was keenly aware of the tension in the room.
O, odadaki gerginliği keskin bir şekilde farkındaydı.
He keenly felt the injustice of the situation.
O, durumun adaletsizliğini derinden hissetti.
2.1

keskin bir şekilde, dikkatle

with quick intelligence or mental sharpness
example
Örnekler
The child observed the experiment keenly and made accurate predictions.
Çocuk deneyi keskin bir şekilde gözlemledi ve doğru tahminler yaptı.
She responded keenly to the complex philosophical question.
Karmaşık felsefi soruya keskin bir şekilde yanıt verdi.
03

yoğun bir şekilde, rekabetçi bir şekilde

in a competitive or intense manner, especially in business, sports, or markets
Dialectbritish flagBritish
example
Örnekler
The products were keenly priced to attract budget-conscious buyers.
Ürünler, bütçe bilincine sahip alıcıları çekmek için ustalıkla fiyatlandırılmıştı.
It was a keenly contested election right to the end.
Sonuna kadar şiddetle mücadele edilen bir seçimdi.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store