invidious
01
kıskandırıcı
causing offense or unhappiness due to being prejudice or unjust
Örnekler
The invidious comparison between the two candidates was unfair.
İki aday arasındaki haksız karşılaştırma adaletsizdi.
She felt uncomfortable with the invidious remarks made about her colleagues.
Meslektaşları hakkında yapılan kıskanç yorumlarla rahatsız oldu.
Leksikal Ağaç
invidiously
invidious



























