indisputable
01
muhakkak, su götürmez
fully established or proven beyond any doubt
Örnekler
The video evidence presented in court was indisputable, clearly showing the defendant committing the crime.
Mahkemede sunulan video kanıtlar tartışmasızdı, sanığın suçu işlediğini açıkça gösteriyordu.
The historical documents provided indisputable evidence of the ancient civilization's existence.
Tarihi belgeler, antik uygarlığın varlığına dair tartışmasız kanıt sağladı.
Leksikal Ağaç
indisputability
indisputably
indisputable
disputable
dispute



























