ill-timed
01
zamansız, uygunsuz
occurring at an inconvenient or inappropriate time
Örnekler
His ill-timed joke during the meeting caused awkward silence among the attendees.
Toplantı sırasında yaptığı zamansız şaka, katılımcılar arasında garip bir sessizliğe neden oldu.
The sudden rainstorm was ill-timed, arriving just as the outdoor wedding began.
Ani yağmur fırtınası kötü zamanlanmıştı, tam da açık hava düğünü başlarken geldi.



























