to append
01
iliştirmek
to add something to the end of a piece of writing
Örnekler
She decided to append a note at the end of the report to clarify her conclusions.
Sonuçlarını netleştirmek için raporun sonuna bir not eklemeye karar verdi.
The researcher planned to append the new findings to the published article once the study was complete.
Araştırmacı, çalışma tamamlandığında yeni bulguları yayınlanan makaleye eklemeyi planladı.
02
eklemek, ilave etmek
to make an additional remark or statement after finishing what was initially said
Transitive: to append sth | to append that
Örnekler
" I 'm moving next week, " she said, then appended that she would miss her friends.
“Gelecek hafta taşınıyorum,” dedi, sonra arkadaşlarını özleyeceğini ekledi.
He appended that the meeting could be rescheduled if necessary.
O, gerekirse toplantının yeniden planlanabileceğini ekledi.
03
iliştirmek, bağlamak
to fix or connect one object to another so that it hangs from or is joined to it
Transitive: to append sth
Örnekler
The ID badge was appended to a lanyard around his neck.
Kimlik rozeti boynundaki kordonun üzerine eklendi.
They appended the new handle to the broken suitcase.
Onlar kırık valize yeni sapı eklediler.
Leksikal Ağaç
appendage
appendant
append
