hilariously
Örnekler
She hilariously mimicked the teacher's voice, leaving the entire class in stitches.
Öğretmenin sesini komik bir şekilde taklit etti, tüm sınıfı kahkahalara boğdu.
The movie was hilariously bad; it made us laugh more than most comedies.
Film inanılmaz derecede kötüydü; bizi çoğu komediden daha çok güldürdü.
1.1
komik bir şekilde, gülünç bir biçimde
in a wildly absurd or exaggerated manner, often beyond normal expectations
Örnekler
The car was hilariously oversized for such narrow streets.
Araba, bu kadar dar sokaklar için komik bir şekilde büyüktü.
She was hilariously overdressed for a casual picnic.
Sıradan bir piknik için komik bir şekilde aşırı giyinmişti.
Leksikal Ağaç
hilariously
hilarious



























