devilishly
01
şeytanca, kötü niyetle
in a manner that is wicked or morally bad
Örnekler
He devilishly plotted to take over the company.
O, şirketi ele geçirmek için şeytanca plan yaptı.
The villain smiled devilishly as he revealed his plan.
Kötü adam planını açıklarken şeytanca gülümsedi.
02
şeytanca, yaramazca
in a playful or mischievous manner, showing cleverness or trickiness
Örnekler
He grinned devilishly before pulling a prank on his friend.
Arkadaşına bir şaka yapmadan önce şeytanca sırıttı.
She devilishly teased her brother about his new haircut.
O, yeni saç kesimi hakkında kardeşini şeytanca kızdırdı.
Örnekler
The movie was devilishly funny from start to finish.
Film baştan sona şeytanca komikti.
It 's devilishly hard to solve this puzzle without help.
Bu bulmacayı yardım olmadan çözmek şeytanca zordur.
Leksikal Ağaç
devilishly
devilish
devil
