hardy
01
dayanıklı
possessing bravery and boldness
Örnekler
Her hardy spirit allowed her to face challenging situations with confidence.
Onun cesur ruhu, zorlu durumlarla güvenle yüzleşmesini sağladı.
The team of hardy adventurers tackled the extreme weather conditions fearlessly.
Cesur maceracılar ekibi, aşırı hava koşullarını korkusuzca ele aldı.
02
güçlü kuvvetli
having a strong and well-built physique
Örnekler
You need a hardy body to be a firefighter since the work involves heavy lifting, carrying equipment and battling blazes for hours.
İtfaiyeci olmak için sağlam bir vücuda ihtiyacınız var çünkü iş ağır kaldırmayı, ekipman taşımayı ve saatlerce yangınla mücadele etmeyi içerir.
Maria grew up on a remote farm, which gave her a strong, hardy physique that allowed her to endure long days of strenuous labor outside.
Maria uzak bir çiftlikte büyüdü, bu da ona uzun ve yorucu iş günlerini dışarıda geçirmesini sağlayan sağlam bir fizik verdi.
03
dayanıklı, sağlam
able to survive under unfavorable weather conditions
Leksikal Ağaç
hardiness
hardy
hard



























