gratuitous
01
sebepsiz
done with no proper reason and often causing harm
Örnekler
The critic accused the author of including gratuitous violence in the novel for shock value.
Eleştirmen, yazarı romanında şok değeri için gereksiz şiddet içermekle suçladı.
The politician 's speech was filled with gratuitous insults directed at his opponents.
Politikacının konuşması, muhaliflerine yönelik yersiz hakaretlerle doluydu.
02
gereksiz, yersiz
unnecessary and unwarranted
Örnekler
The hotel provided gratuitous Wi-Fi access to all its guests.
Otel, tüm misafirlerine ücretsiz Wi-Fi erişimi sağladı.
The store gave out gratuitous samples of their new product to attract customers.
Mağaza, müşterileri çekmek için yeni ürünlerinin ücretsiz örneklerini dağıttı.
Leksikal Ağaç
gratuitously
gratuitous
