graciously
Örnekler
She graciously allowed the young intern to take the spotlight during the presentation.
O, sunum sırasında genç stajyerin spot ışığını almasına nazikçe izin verdi.
The ambassador graciously acknowledged the efforts of the local volunteers.
Büyükelçi, yerel gönüllülerin çabalarını nazikçe takdir etti.
02
zarifçe, şık bir şekilde
in a way that conveys ease, elegance, or luxury
Örnekler
The villa graciously unfolds across a private hillside with panoramic sea views.
Villa, panoramik deniz manzaralarıyla özel bir yamaçta zarifçe uzanıyor.
The hotel graciously accommodates guests with full butler service and gourmet dining.
Otel, tam butler hizmeti ve gurme yemekleriyle konukları zarifçe ağırlar.
Leksikal Ağaç
ungraciously
graciously
gracious
grace
