Anachronism
01
tarih yanılgısı
an object from one time period appearing in another where it does not belong
Örnekler
The film featured a wristwatch — an obvious anachronism in a medieval setting.
Film, ortaçağ ortamında bariz bir anakronizm olan bir kol saati içeriyordu.
That Roman soldier 's sunglasses were a glaring anachronism.
O Romalı askerin güneş gözlükleri bariz bir anakronizm idi.
02
tarih hatası
something occurring at a time when it could not have existed or happened
Örnekler
The speech referenced events that had n't yet occurred — an unintentional anachronism.
Konuşma, henüz gerçekleşmemiş olaylara atıfta bulunuyordu—istem dışı bir anakronizm.
The timeline of the story was riddled with anachronisms.
Hikayenin zaman çizelgesi anakronizmlerle doluydu.
03
bir anakronizm, geçmişten bir kalıntı
someone whose behavior, beliefs, or style feels more suited to a different era
Örnekler
He 's a charming anachronism, still writing letters by hand.
O, hâlâ el yazısıyla mektup yazan sevimli bir anakronizm.
Her values made her feel like an anachronism in the modern workplace.
Değerleri, kendisini modern iş yerinde bir anakronizm gibi hissetmesine neden oluyordu.
Leksikal Ağaç
anachronism
anachron
Yakın Kelimeler



























