Ara
to exploit
01
yararlanmak
to use someone or something in an unfair way, which is only advantageous to oneself
Transitive: to exploit sb/sth
Example
Some companies exploit natural resources without regard for environmental conservation.
Bazı şirketler, çevre korumasını dikkate almadan doğal kaynakları sömürür.
Individuals with power may exploit their influence to manipulate others for personal gain.
Güce sahip bireyler, kişisel çıkar için başkalarını manipüle etmek üzere etkilerini sömürebilir.
02
sömürmek, faydalanmak
to utilize or take full advantage of something, often resources, opportunities, or skills
Transitive: to exploit a resource
Example
The innovative chef knew how to exploit the diverse flavors of exotic spices to create unique and delightful dishes.
Yenilikçi şef, benzersiz ve lezzetli yemekler yaratmak için egzotik baharatların çeşitli tatlarını kullanmayı biliyordu.
The talented musician sought to exploit the full range of instruments in the orchestra to compose a rich and dynamic piece of music.
Yeteneikli müzisyen, zengin ve dinamik bir müzik parçası bestelemek için orkestradaki tüm enstrümanların tamamını kullanmayı amaçladı.
03
sömürmek, istismar etmek
to take advantage of someone by making them work a lot and paying them less than is deserved
Transitive: to exploit a worker
Example
Employers may exploit their workers by paying low wages and providing unsafe working conditions.
İşverenler, düşük ücretler ödeyerek ve güvensiz çalışma koşulları sağlayarak işçilerini sömürebilir.
Some employers exploit interns by assigning them significant responsibilities without providing fair compensation or learning opportunities.
Bazı işverenler, stajyerlere adil bir ücret veya öğrenme fırsatları sunmadan önemli sorumluluklar vererek sömürür.
Exploit
01
başarı, dikkate değer başarı
a notable achievement
