to expatiate
Örnekler
When asked about his travels, he expatiated enthusiastically, describing every location in vivid detail.
Seyahatleri hakkında sorulduğunda, her yeri canlı detaylarla anlatarak coşkuyla açıkladı.
The journalist expatiated on the political implications of the recent policy changes in her column.
Gazeteci, köşe yazısında son politika değişikliklerinin siyasi etkileri hakkında ayrıntılı bir şekilde konuştu.
Leksikal Ağaç
expatiation
expatiate
