to clarify
01
açıklamak
to make something clear and easy to understand by explaining it more
Transitive: to clarify a concept or situation
Örnekler
The professor clarified the complex concept by giving real-life examples.
Profesör, gerçek hayattan örnekler vererek karmaşık kavramı açıkladı.
The spokesperson clarified the company's position on the controversial issue during the press conference.
Sözcü, basın toplantısında şirketin tartışmalı konu hakkındaki pozisyonunu açıkladı.
02
katı maddeleri yemekten ayırmak
to make a liquid clear or pure by removing suspended matter or impurities
Transitive: to clarify a liquid
Örnekler
To clarify butter, melt it slowly over low heat, then skim off the foam and milk solids.
Tereyağını berraklaştırmak için, kısık ateşte yavaşça eritin, sonra köpüğü ve süt katılarını alın.
The winemaker used a filtration system to clarify the wine.
Şarap üreticisi, şarabı berraklaştırmak için bir filtreleme sistemi kullandı.
Leksikal Ağaç
clarifying
clarify
clar



























