engaged
en
ɪn
in
gaged
ˈgeɪʤd
geycd
British pronunciation
/ɪnˈɡeɪʤd/

"engaged"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

engaged
01

nişanlı

having formally agreed to marry someone
engaged definition and meaning
example
Örnekler
The engaged couple spent months planning their wedding.
Nişanlı çift, düğünlerini planlamak için aylar harcadı.
They set a date for their wedding soon after becoming engaged.
Nişanlandıktan kısa bir süre sonra düğün tarihlerini belirlediler.
02

meşgul

involved in a task, project, or other activity, either mentally and emotionally or physically
example
Örnekler
She felt engaged in her work after taking on new responsibilities that challenged her skills.
Yeteneklerini zorlayan yeni sorumluluklar üstlendikten sonra işinde meşgul hissetti.
The children were fully engaged during the educational workshop, participating eagerly in the activities.
Çocuklar eğitim atölyesi sırasında tamamen meşgul oldular, etkinliklere hevesle katıldılar.
03

angaje, askeri çatışmalara karışmış

involved in military hostilities
04

duvara gömülü, duvara bağlı

built against or attached to a wall
05

sözleşmeli, anlaşmalı

having services contracted for
06

kenetlenmiş, birbirine geçmiş

(used of toothed parts or gears) interlocked and interacting
07

meşgul (telefon)

(of phone lines) being in use
Dialectbritish flagBritish
busyamerican flagAmerican
08

rezerve edilmiş, ayrılmış

reserved in advance
09

bağlı, ilgili

committed or involved in a particular cause, activity, or relationship
example
Örnekler
He 's very engaged in environmental issues and volunteers for a local conservation group.
Çevre sorunlarına çok bağlı ve yerel bir koruma grubu için gönüllü çalışıyor.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store