to engage
01
işe almak
engage or hire for work
02
nişanlanmak
to formally agree to marry someone, typically by accepting a marriage proposal
Örnekler
They engaged last winter after a romantic sunset proposal.
Geçen kış romantik bir gün batımı teklifinden sonra nişanlandılar.
She said yes when he asked her to engage, and they celebrated with family.
Ona evlenme teklifini kabul ettiğinde evet dedi ve aileleriyle kutladılar.
03
katılmak, dahil olmak
to take part in or become involved with something actively
Intransitive
Örnekler
Students should engage in class discussions to enhance their learning.
Öğrenciler öğrenimlerini geliştirmek için sınıf tartışmalarına katılmalıdır.
She engaged with the information carefully before making a decision.
Karar vermeden önce bilgiyle dikkatlice ilgilendi.
04
almak (dikkati/enerjiyi/zamanı/parayı)
consume all of one's attention or time
05
angaje olmak, yakalanmak
get caught
06
temsil etmesini istemek, avukat tutmak
ask to represent; of legal counsel
07
meşgul etmek, ilgilendirmek
keep engaged
08
işe almak
hire for work or assistance
09
girişmek, sürdürmek
carry on (wars, battles, or campaigns)
Leksikal Ağaç
disengage
engaged
engagement
engage
