Endurance
01
tahammü
the ability of something to last a long time and resist damage
Örnekler
The durability of the materials used in the construction ensures the building 's endurance over time.
İnşaatta kullanılan malzemelerin dayanıklılığı, binanın zamanla dayanıklılığını sağlar.
The endurance of the old bridge was tested during the heavy storm, yet it remained standing.
Eski köprünün dayanıklılığı şiddetli fırtına sırasında test edildi, ancak ayakta kaldı.
02
dayanıklılık
the capacity to withstand difficult or unpleasant circumstances without giving up
Örnekler
Marathon runners train for months to build their endurance for the grueling 26.2-mile race.
Maraton koşucuları, zorlu 26.2 millik yarış için dayanıklılıklarını artırmak amacıyla aylarca antrenman yaparlar.
Her endurance during the difficult times was truly admirable; she never lost her hope.
Zor zamanlardaki dayanıklılığı gerçekten takdire şayandı; asla umudunu kaybetmedi.
Leksikal Ağaç
endurance
endure



























