to enact
01
kanun koymak
to approve a proposed law
Transitive: to enact a law
Örnekler
The legislature voted to enact new regulations governing environmental protection.
Yasama organı, çevre korumayı düzenleyen yeni düzenlemeleri yürürlüğe koymak için oy kullandı.
After much debate, the government decided to enact a law addressing cybercrime.
Uzun tartışmalardan sonra, hükümet siber suçlarla mücadele etmek için bir yasa çıkarmaya karar verdi.
02
oyun icra etmek
to act a role in a motion picture or perform a play on stage
Transitive: to enact a role or scene
Örnekler
She will enact the lead role in the upcoming romantic comedy.
Yaklaşan romantik komedide başrolü oynayacak.
He enacted the role of a troubled detective in last year's acclaimed thriller.
Geçen yılın beğenilen gerilim filminde sorunlu bir dedektifin rolünü canlandırdı.
Leksikal Ağaç
enactment
reenact
enact
act
