dubious
Örnekler
His dubious explanation for being late did n’t seem believable.
Geç kalması için verdiği şüpheli açıklama inandırıcı görünmüyordu.
The dubious quality of the product led to many returns.
Ürünün şüpheli kalitesi birçok iadeye yol açtı.
Örnekler
The online reviews of the restaurant were mixed, leaving us dubious about whether to dine there.
Restoranın çevrimiçi yorumları karışıktı, bu da orada yemek yiyip yememek konusunda bizi şüpheci bıraktı.
I 'm still dubious about whether the new management will bring positive changes to the company.
Yeni yönetimin şirkete olumlu değişiklikler getirip getirmeyeceği konusunda hala şüpheciyim.
Leksikal Ağaç
dubiously
dubiousness
dubious
