divisive
01
ara bozucu, anlaşmazlık çıkaran
causing disagreement or hostility by creating strong differences of opinion among people
Örnekler
The issue of immigration was highly divisive, splitting the nation into opposing camps.
Göç sorunu oldukça bölücüydü, ulusu karşıt kamplara ayırdı.
His divisive comments on social media sparked heated debates among his followers.
Sosyal medyadaki bölücü yorumları, takipçileri arasında hararetli tartışmalara yol açtı.
Leksikal Ağaç
divisively
divisiveness
divisive
divide



























