disparate
dis
ˈdɪs
dis
pa
rate
rɪt
rit
British pronunciation
/dˈɪspəɹət/

"disparate"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

disparate
01

apayrı

not sharing any form of similarity
disparate definition and meaning
example
Örnekler
The class discussed the disparate theories proposed by different philosophers on the topic.
Sınıf, konu hakkında farklı filozoflar tarafından öne sürülen farklı teorileri tartıştı.
Scientists were trying to better understand how such disparate lifeforms could share so much genetic material.
Bilim insanları, bu kadar farklı yaşam formlarının nasıl bu kadar fazla genetik materyal paylaşabildiğini daha iyi anlamaya çalışıyorlardı.
02

tamamen farklı

consisting of elements that are notably varied or dissimilar in terms of their proportions, similarities, or attributes
example
Örnekler
Multi-tasking many jobs with a disparate time commitment made workload distribution imbalanced.
Farklı zaman taahhütleriyle birçok işi çeşitli şekilde yapmak, iş yükü dağılımını dengesiz hale getirdi.
Disparate participation levels across demographics hampered reaching a representative consensus.
Demografik gruplar arasında farklı katılım seviyeleri, temsili bir uzlaşmaya ulaşmayı engelledi.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store