discriminate
dis
dɪs
dis
cri
ˈkrɪ
kri
mi
mi
mi
nate
ˌneɪt
neyt
British pronunciation
/dɪskɹˈɪmɪnˌe‍ɪt/

"discriminate"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to discriminate
01

ayrımcılık yapmak

to unfairly treat a person or group of people based on their sex, race, etc.
Intransitive: to discriminate against sb
to discriminate definition and meaning
example
Örnekler
The company was accused of discriminating against women in its hiring practices.
Şirket, işe alım uygulamalarında kadınlara karşı ayrımcılık yapmakla suçlandı.
It 's illegal to discriminate against individuals based on their sexual orientation.
Bireyleri cinsel yönelimlerine göre ayrımcılık yapmak yasaktır.
02

ayırt etmek, fark gözetmek

to notice or establish a difference in or between two or more things
Transitive: to discriminate sth | to discriminate sth from sth
example
Örnekler
Good readers quickly learn to discriminate fiction from factual writing.
İyi okuyucular, kurguyu gerçek yazıdan hızlı bir şekilde ayırt etmeyi öğrenir.
Advanced sensors help the robot discriminate obstacles from open pathways.
Gelişmiş sensörler, robotun engelleri açık yollardan ayırt etmesine yardımcı olur.
03

ayrım yapmak

to identify or perceive differences between two or more things, people, or ideas
Intransitive: to discriminate between two or more things
example
Örnekler
He can discriminate between similar shades of blue with ease.
Mavi tonları arasındaki benzerlikleri kolayca ayırt edebilir.
The software is designed to discriminate between spam and genuine messages.
Yazılım, spam ve gerçek mesajlar arasında ayırım yapmak üzere tasarlanmıştır.
discriminate
01

ayırt edici, ince ayrımlar yapabilen

marked by the ability to see or make fine distinctions

Leksikal Ağaç

discriminating
discrimination
discriminator
discriminate
criminate
crime
App
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store