discriminating
disc
ˈdɪsk
disk
ri
ri
mi
me
na
ˌneɪ
ney
ting
tɪng
ting
British pronunciation
/dɪskɹˈɪmɪnˌe‍ɪtɪŋ/

"discriminating"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

discriminating
01

zevk sahibi

having great taste and the ability to judge something's quality
example
Örnekler
She has a discriminating palate, able to distinguish between the finest wines.
Onun ayırt edici bir damak tadı var, en iyi şaraplar arasında ayrım yapabilir.
The gallery attracts discriminating art collectors who appreciate unique, high-quality pieces.
Galeri, benzersiz ve yüksek kaliteli parçaları takdir eden seçici sanat koleksiyoncularını çeker.
02

seçici, ayırt edici

able to recognize or draw fine, precise distinctions
example
Örnekler
The critic 's discriminating eye spotted the forgery.
Eleştirmenin ayırt edici gözü sahtekarlığı fark etti.
She made a discriminating analysis of the legal arguments.
O, yasal argümanların ayırt edici bir analizini yaptı.

Leksikal Ağaç

indiscriminating
undiscriminating
discriminating
discriminate
criminate
crime
App
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store