dilapidated
Örnekler
They explored the dilapidated mansion, imagining its former glory.
Harabe haldeki malikaneyi keşfettiler, eski ihtişamını hayal ederek.
They stayed in a dilapidated cabin that had seen better days.
Daha iyi günler görmüş harap bir kulübede kaldılar.
Leksikal Ağaç
dilapidated
dilapidate



























