delineate
de
di
li
ˈlɪ
li
neate
ˌnieɪt
nieyt
British pronunciation
/dɪlˈɪniːt/

"delineate"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to delineate
01

detaylara girmek

to give an explanation in detail and with precision
example
Örnekler
The teacher will delineate the rules of the experiment for the students.
Öğretmen, öğrenciler için deneyin kurallarını açıklayacak.
Yesterday, the expert delineated the complex process of creating the sculpture.
Dün, uzman heykelin yapımının karmaşık sürecini açıkladı.
02

betimlemek

to draw or trace lines on a surface
example
Örnekler
In the drawing class, students were taught how to delineate shadows to add depth to their sketches.
Çizim dersinde, öğrencilere eskizlerine derinlik katmak için gölgeleri çizmek öğretildi.
Maps often delineate country borders with bold lines to clarify territorial divisions.
Haritalar, bölgesel bölünmeleri netleştirmek için genellikle ülke sınırlarını kalın çizgilerle çizer.
03

çizmek, sınırlarını belirlemek

trace the shape of
04

sınırlamak, tanımlamak

determine the essential quality of
05

taslak çizmek, şeklini göstermek

show the form or outline of
delineate
01

sınırları çizilmiş, kesin olarak temsil edilmiş

represented accurately or precisely
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store