to comprise
01
içermek, kapsamak
to be made up of various components or parts within a whole
Transitive: to comprise components or parts
Örnekler
The committee comprises members from various departments.
Komite, çeşitli departmanlardan üyeler içerir.
The menu comprises a selection of appetizers, entrees, and desserts.
Menü, bir seçki meze, ana yemek ve tatlılardan oluşur.
02
oluşturmak, içermek
to form or be the parts that create a complete whole
Transitive: to comprise a whole
Örnekler
Five departments comprise the entire organization.
Beş departman, tüm organizasyonu oluşturur.
Several small villages comprise the larger district.
Birkaç küçük köy, daha büyük ilçeyi oluşturur.
