coherently
01
tutarlı bir şekilde
in a manner that is logical and consistent, especially regarding arguments, ideas, or plans
Örnekler
She explained her theory coherently, making it easy for everyone to follow.
Teorisini tutarlı bir şekilde açıkladı, böylece herkesin takip etmesi kolay oldu.
The lawyer presented the evidence coherently during the trial.
Avukat, duruşma sırasında kanıtları tutarlı bir şekilde sundu.
1.1
tutarlı bir şekilde, açıkça
in a way that is clear and easy to understand when speaking or expressing thoughts
Örnekler
After the accident, he struggled to speak coherently.
Kazadan sonra, anlaşılır bir şekilde konuşmakta zorlandı.
The patient was unable to answer questions coherently.
Hasta, sorulara tutarlı bir şekilde cevap veremedi.
02
tutarlı bir şekilde, uyumlu bir biçimde
in a way that creates a unified or connected whole
Örnekler
The project was coherently organized, making the workflow efficient.
Proje tutarlı bir şekilde organize edilmişti, bu da iş akışını verimli hale getirdi.
Their plans for the festival were coherently coordinated.
Festival için planları tutarlı bir şekilde koordine edilmişti.
Leksikal Ağaç
incoherently
coherently
coherent
cohere
