clearly
Örnekler
The evidence presented in the court was clearly indicative of the defendant's guilt.
Mahkemede sunulan kanıtlar, sanığın suçluluğunu açıkça gösteriyordu.
It was clearly a mistake to ignore the warning signs.
Uyarı işaretlerini görmezden gelmek açıkça bir hataydı.
02
açıkça, net bir şekilde
in a manner that is easily understood or comprehended
Örnekler
She explained the concept clearly so everyone could understand.
Kavramı herkesin anlayabilmesi için açıkça açıkladı.
The instructions were written clearly, making them easy to follow.
Talimatlar açıkça yazılmıştı, bu da onların takip edilmesini kolaylaştırdı.
03
açıkça
clear to the mind; with distinct mental discernment
Leksikal Ağaç
unclearly
clearly
clear
