changing
01
sürekli değişen
continuously converting, modifying, evolving, or becoming different
Örnekler
The changing weather made it difficult to plan outdoor activities.
Değişen hava, açık hava etkinliklerini planlamayı zorlaştırdı.
He was fascinated by the changing colors of the leaves in autumn.
Sonbaharda yaprakların değişen renklerinden büyülendi.
02
kaçamak, sıvışık
escape potentially unpleasant consequences; get away with a forbidden action
Leksikal Ağaç
unchanging
changing
change



























