adjacent
Örnekler
The bookstore is located in the shopping mall adjacent to the coffee shop.
Kitapçı, kafeye bitişik alışveriş merkezinde bulunuyor.
Our hotel room had a beautiful view of the park adjacent to the river.
Otel odamızın nehre bitişik parkın güzel bir manzarası vardı.
02
bitişik, komşu
sharing a common border or point, often directly next to each other in position or space
Örnekler
The two adjacent fields were separated by a narrow fence.
İki bitişik tarla dar bir çitle ayrılmıştı.
The buildings adjacent to the park offer stunning views.
Parka bitişik binalar muhteşem manzaralar sunar.
Örnekler
The parking lot is full, so we 'll have to park in the adjacent street.
Otopark dolu, bu yüzden bitişik sokakta park etmek zorunda kalacağız.
The city park is adjacent to the busy downtown area.
Şehir parkı, hareketli şehir merkezi bölgesine bitişik.
04
bitişik, komşu
(of two angles) sharing a vertex and one side but not overlapping
Örnekler
The two adjacent angles in the diagram form a straight line.
Diyagramdaki iki bitişik açı düz bir çizgi oluşturur.
In geometry class, we learned that adjacent angles always share a common side.
Geometri dersinde, bitişik açıların her zaman ortak bir kenarı paylaştığını öğrendik.
Leksikal Ağaç
nonadjacent
adjacent
adjac
