to addle
01
şaşkına dönmek
to make someone unable to think clearly
Örnekler
The complex instructions completely addled my brain.
Karmaşık talimatlar beynimi tamamen karıştırdı.
Too much noise can addle your concentration.
Çok fazla gürültü konsantrasyonunuzu karıştırabilir.
02
çürümek
(especially of eggs or organic matter) to go bad
Örnekler
The eggs had addled after weeks in the sun.
Güneşte haftalar geçtikten sonra yumurtalar bozulmuştu.
If left unrefrigerated, they 'll addle quickly.
Buzdolabında tutulmazlarsa, hızla bozulurlar.
Leksikal Ağaç
addled
addle



























