named
named
neɪmd
neymd
British pronunciation
/nˈe‌ɪmd/

"named"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

named
01

adlı, isimli

having a specific name
example
Örnekler
The award was given to a student named Emily Johnson.
Ödül, adı Emily Johnson olan bir öğrenciye verildi.
They interviewed a witness named Carlos Martinez.
Carlos Martinez adlı bir tanıkla görüştüler.
02

adlandırılmış, isimlendirilmiş

having been given a specific name or title
example
Örnekler
The company ’s newly named product line includes several innovative items.
Şirketin yeni adlandırılmış ürün serisi, birkaç yenilikçi ürün içeriyor.
The charity ’s recently named annual event raised significant funds.
Hayır kurumunun yakın zamanda adlandırılan yıllık etkinliği önemli miktarda fon topladı.
03

adlandırılmış, isimlendirilmiş

specifically mentioned or identified by name
example
Örnekler
The named witnesses in the case were called to testify.
Davada adı geçen tanıklar ifade vermeye çağrıldı.
During the interview, she referred to the named experts who contributed to the study.
Röportaj sırasında, çalışmaya katkıda bulunan adı geçen uzmanlara atıfta bulundu.
04

atanmış, seçilmiş

chosen or appointed for a specific role or position
example
Örnekler
She was named the team captain for the season.
Sezon için takım kaptanı olarak atanmıştı.
He was the most recent person to be named ambassador to the United Nations.
Birleşmiş Milletler'e büyükelçi olarak atanan en son kişi oydu.

Kelime Ailesi

name

Verb

named

Adjective

unnamed

Adjective

unnamed

Adjective
App
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store