standout
01
olağanüstü, göze çarpan
clearly superior or exceptional compared to others
Örnekler
Her unique sense of style makes her a standout among her peers.
Onun benzersiz stil anlayışı, onu akranları arasında bir öne çıkan yapar.
The standout feature of the phone is its long-lasting battery life.
Telefonun gözde özelliği uzun pil ömrüdür.
Standout
Örnekler
He was the standout among all the applicants.
Tüm başvuranlar arasında öne çıkan oydu.
The rookie became a standout in his first season.
Çaylak, ilk sezonunda bir standout haline geldi.
Leksikal Ağaç
standout
stand
out
