to bowl over
[phrase form: bowl]
01
hayran bırakmak, etkilemek
to completely impress someone
Örnekler
The breathtaking view from the mountaintop bowled her over.
Dağın zirvesinden muhteşem manzara onu büyüledi.
The heartfelt compliment from her colleague completely bowled her over.
Meslektaşından gelen içten iltifat onu tamamen etkiledi.
02
devirmek, yıkmak
to cause something to fall by pushing or hitting it
Örnekler
The strong wind bowled over the stack of chairs outside.
Güçlü rüzgar dışarıdaki sandalyeleri devirdi.
He accidentally bowled over the cup of coffee on the table.
Yanlışlıkla masadaki kahve fincanını devirdi.
