Welfare
01
refah
the well-being and happiness of an individual or a group
Örnekler
The school is concerned with the welfare of its students.
They do n't care about the welfare of their families.
02
sosyal yardım parası
a financial aid provided by the government for people who are sick, unemployed, etc.
Dialect
American
American
Örnekler
The government increased welfare benefits to support families during the economic downturn.
Hükümet, ekonomik durgunluk döneminde aileleri desteklemek için sosyal yardımları artırdı.
She relied on welfare assistance while she was looking for a new job.
Yeni bir iş ararken sosyal yardıma güvendi.
03
sosyal yardım
the services and assistance provided by the government for those in need, such as financial help, housing support, healthcare benefits
Örnekler
The government invested in welfare programs for disadvantaged communities.
Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve topluluk grupları, hükümet yardım programlarını tamamlamak için ek destek ve kaynaklar sunarak, refah hizmetleri sağlamada da hayati bir rol oynar.
Social welfare includes housing, education, and healthcare services.
Refah programlarının amacı, yalnızca acil mali krizleri hafifletmek değil, aynı zamanda bireylerin engellerin üstesinden gelmesini ve uzun vadeli kendi kendine yeterlilik ve ekonomik bağımsızlık elde etmesini sağlamaktır.
