untrammeled
01
kısıtlanmamış
free to do as a person or thing pleases due to not having any limitations or restrictions inflicted upon them
Dialect
American
American
Örnekler
He enjoyed untrammeled freedom during his travels, going wherever he pleased.
Seyahatleri sırasında sınırsız bir özgürlüğün tadını çıkardı, istediği yere giderek.
The new policy allowed employees to pursue their projects with untrammeled enthusiasm.
Yeni politika, çalışanların projelerini sınırsız bir coşkuyla sürdürmelerine izin verdi.
