unremitting
01
aralıksız
maintaining constant intensity over time
Örnekler
His unremitting efforts to improve his skills eventually led to his success.
Becerilerini geliştirmek için gösterdiği aralıksız çabalar sonunda başarısına yol açtı.
The unremitting heat of the desert made survival extremely difficult.
Çölün durmak bilmeyen sıcağı, hayatta kalmayı son derece zorlaştırdı.



























