unbiased
01
tarafsız
not having favoritism or prejudice toward any particular side or viewpoint
Örnekler
The journalist presented the news story in an unbiased manner, reporting all sides of the story objectively.
Gazeteci haber hikayesini tarafsız bir şekilde sundu, hikayenin tüm taraflarını objektif olarak bildirdi.
The judge ensured a fair trial by remaining unbiased and impartial throughout the proceedings.
Hakim, duruşma boyunca tarafsız ve önyargısız kalarak adil bir yargılama sağladı.
02
tarafsız, yansız
without bias
Leksikal Ağaç
unbiased
biased
bias



























