unbelievably
01
inanılmaz bir şekilde
to an extent or level that is hard to believe
Örnekler
The movie was unbelievably boring.
Film inanılmaz derecede sıkıcıydı.
Prices have risen unbelievably fast this year.
Fiyatlar bu yıl inanılmaz bir hızla arttı.
02
akılalmaz biçimde
in a manner that is difficult or impossible to believe or comprehend
Örnekler
He was unbelievably calm during the emergency situation.
Acil durum sırasında inanılmaz derecede sakin davrandı.
He acted unbelievably surprised when he already knew the truth.
Zaten gerçeği bildiği halde inanılmaz bir şekilde şaşırmış gibi davrandı.
2.1
inanılmaz bir şekilde, şaşırtıcı bir şekilde
contrary to what one would expect; surprisingly or amazingly
Örnekler
Unbelievably, the lost dog found its way home after weeks.
İnanılmaz bir şekilde, kayıp köpek haftalar sonra eve dönüş yolunu buldu.
Unbelievably, the team won despite all the injuries.
İnanılmaz bir şekilde, takım tüm sakatlıklara rağmen kazandı.
Leksikal Ağaç
unbelievably
believably
believable
believe



























