typical
01
tipik
having or showing the usual qualities of a particular group of people or things
Örnekler
It 's typical for toddlers to start walking between the ages of 9 and 15 months.
9 ila 15 aylıkken yürümeye başlamak, yürümeye yeni başlayan çocuklar için tipik bir durumdur.
Her reaction to receiving praise was typical; she blushed and modestly thanked the person.
Övgü almasına verdiği tepki tipikti; yüzü kızardı ve mütevazı bir şekilde kişiye teşekkür etti.
02
tipik, karakteristik
representing the usual characteristics of a person, thing, or group
Örnekler
His punctuality is typical of a professional.
Onun dakikliği bir profesyonelin tipik özelliğidir.
The cozy, rustic furniture is typical of mountain cabins.
Rahat, rustik mobilyalar dağ kulübelerinin tipik özelliğidir.
03
tipik, klasik
expressing annoyance at behavior that is expected but also slightly irritating
InformalÖrnekler
He 's already telling dad jokes — typical.
Şimdiden baba şakaları yapıyor—tipik.
He forgot his wallet again — typical!
Cüzdanını yine unuttu—tipik !
04
tipik, karakteristik
highlighting behavior or actions that are characteristic or expected of a particular person
InformalÖrnekler
She missed the bus again — typical Sarah.
Otobüsü yine kaçırdı—tipik Sarah.
He showed up five minutes late, as usual — typical Jack.
Her zamanki gibi beş dakika geç geldi—tipik Jack.
Leksikal Ağaç
antitypical
typicality
typically
typical
type
