typically
Örnekler
The trains are typically punctual, but delays can happen during strikes.
Trenler genellikle dakiktir, ancak grevler sırasında gecikmeler olabilir.
Students typically graduate in four years, though some take longer.
Öğrenciler genellikle dört yılda mezun olurlar, ancak bazıları daha uzun sürer.
02
tipik olarak, karakteristik olarak
in a way that shows the standard features of a category
Örnekler
The film is typically Hitchcockian, with suspenseful twists.
Film, gerilim dolu dönüşlerle tipik olarak hitchcockvari.
This dish is typically Thai; spicy, sour, and aromatic.
Bu yemek tipik olarak Tayland usulüdür; baharatlı, ekşi ve aromatik.
Örnekler
Typically, John arrived late.
Tipik olarak, John geç geldi.
She greeted everyone with her typically warm smile.
O, herkesi alışılagelmiş sıcak gülümsemesiyle karşıladı.
Leksikal Ağaç
untypically
typically
typical
type



























