twiddle
twi
ˈtwɪ
tvi
ddle
dəl
del
British pronunciation
/twˈɪdə‍l/

"twiddle"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to twiddle
01

oynamak, gergin bir şekilde kurcalamak

to move or play with something in a nervous or absentminded manner
Transitive: to twiddle sth
to twiddle definition and meaning
example
Örnekler
Nervously awaiting the interview, she began to twiddle a pen between her fingers.
Görüşmeyi gergin bir şekilde beklerken, parmaklarının arasında bir kalemi çevirmeye başladı.
Unable to focus, she twiddled a strand of her hair while studying for the exam.
Odaklanamayan, sınav için çalışırken bir tutam saçını oynatıyordu.
02

döndürmek, oynatmak

to make light and delicate turning or jouncing movements
Intransitive
example
Örnekler
The leaves twiddled in the breeze as if dancing to nature's tune.
Yapraklar, doğanın melodisine dans ediyormuş gibi rüzgarda kıvrılıyordu.
The cat 's tail twiddled back and forth in anticipation of playtime.
Kedinin kuyruğu oyun zamanını beklerken ileri geri kıvranıyordu.
Twiddle
01

bir dizi küçük (genellikle boş) bükme veya dönüş

a series of small (usually idle) twists or turns
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store